19 Haziran 2011 Pazar

inan insan bu kadar yüreklenmemeli,
unutulmak için tanıdıkları mühletleri kayıt ettiğin felan yok

her beş seferde bir fark ediyorsun işaretlendiğini

diyen biri için de artık çok yalnızsın, hoca bunu söylerken
Afrika biraz akşamüstüydü

yazılmamış bir mısra idi bu üstelik, balkonda okunur
bulur bir parantez açıldığı koylara

ya da bu ilk parantez; akşamüstü olduğu için uzattığımız hayatları
ağaçlarımdan gelen, misafir pardösülü, o renkli rüzgarları

okul fikrine hep uzak durmuş iyi niyetli kadınları
kapatıyordu



eve girdiklerinde evlerini
çantalarını açtıklarında çantalarını yırtıyorlar    

çiçeklerim bağırıyor bu kış, nereyi ezberlesem dudaklarım çatlarcasına

dudaklarım çatlarcasına tüpün üstünde unutuyorum yangın olmayan şeyleri
yangın; mesela iki kişi olabilen birisi baktığında acıtan

şeyler ise benim güneşlerimi bulsun artık, yazık
biraz daha tek başına, biraz daha büyükce bir evde, çok maaşla

annesinin şehirlerine bir kere olsun dokunmayarak
toplumların salahiyetini de söz konusu etmeden

aşktan dayak yemiş olacak ki
tedbir olarak size madam diyebilir miyim yüzünden ikaz eder hale bürünüyor insan

bıçak hissi, tekrarlarca hiç mi hiç belli etmeden, cansızlıkla suçlananlar, valiz taşımak istemiyorlar
toparlanalım, yer yüzünden çıkalım, devlet gelsin dursun dışarıda





hastalık tablosu- küçük bir limana adanan şiirdir