Basit bir kareli defter de yeterdi Samatya istasyonunu anlatmak için akşamı beklerken beklerken parçalanmış umutları biraz önce yağmur yağmış o istasyon hüzün dağıtırken uzaktan bakanlara bile kıyı yolundan geçenlere ve yolculara ki hüznün kendisidir biraz şairdir akşama doğru anlayışla bakar istasyon şefi hafif gülümseyerek ve aldırmaz bile ve birden gün geçer aldırmaz tirenlerle yolcularla yüklerle biletlerle pasolarla geçer gün ve Egemen Berköz evine döner Kupkuru yüreği hüzünden hat boyu kırık dökük ev içlerinden akşama doğru bir gün bir kadın çamaşır asarken memelerini görmüştür bir gün don fanle bir adamı sabah sabah pilav yerken bir gün her gün çocuklar görmüştür kirli ve arsız bir gün her gün insanlar biletler istasyon memurları ve bir gün Egemen Berköz evine döner Sabah midesi bozuk öğlen fasulya kılçıklı bir parti satranç oynamış iki metin yazmış Pavese'den birkaç sayfa okumuş birkaç çıplak kadın resmi bakmış pencerede birkaç dal ağaç ve birkaç ondört onbeşinci kat uzaklarda rüzgârda perde uçuşmuş durmuş sonra aklında kaktüsleri sonra Ben Shahn'nın ve Amerika'nın insanları sonra Töbder'in ve Türkiye'nin insanları sonra çantasında bir ufak yeni sonra elinde bir küçük kavun sonra içinde kıpırdanan bir şeyler Egemen Berköz evine döner Tirenden inip istasyondan çıkıp istavritlere kolyozlara bir göz atıp tırmanır Mütesellim yokuşunu tırmanır Ünal apartmanının merdivenlerini düşünür ta beşinci kat onaltı numaranın kapısına kadar düşünür basit bir kareli defter de yeterdi basit bir kareli defter de.EGEMEN BERKÖZ
ama o ağır ağır böğürüyordu, haincesine, gözyaşları akıtmadan; dünyada bütün sesi çıkmayan sefaletin önemli umutsuz sesi...
7 Mart 2012 Çarşamba
BASİT BİR YALNIZLIK DA YETERDİ
yalnızlık marşları
şimdi sen bir devlet olsan çok tutulursun
bir çok sorusu olan çözümler bulursun
bulursun bu kadar niye gelmedin biraz
böylece sonraki şimdilere uğurlanırız
şimdi elinde mızrak olanlara deştirirsin böğrümü
okunaksız yazılar yazarsın camlara yağmurdan
deli edersin sen bizi mutfaklarla çamaşırlarla
kışın uzun geçer bahar topallar
ve boş bir yolda biraz çok beklemiş kalarak
unuturuz seni de hayli hayli
toparlarız renkleri dengeleriz skoru
kurutulmuş günler sorarız annemizden
yaşamak vaktine geç kalmış otel yorgunlarıyız
ki öyle sarmaşığız, dallarımız bitmek üzre
sonra benim sezen aksu bileklerim de incelir
sonra bir tapanca beni nişan alır
saklanmayı başaramadığımız sokakların öksüzleri gibi
vuruluruz karanlıkta
çünkü geç kalmayı öğrenemeyecek kadar mecnun değiliz
tersinden okuyanlar için sigaralarımız yanar
çatık kaşlı babalar bıyıklarını uzatırken çocuklara
saatin tik tak’ları dökülüverir halıya
halı temizlenmez radyoda söylenen şarkılarla
bahçeye çıkılır kızgın ve geri dönülür kızgın
ve vuruluruz karanlığa uzayan aralarla
gelmeyeceğini bildiren evlerin yüksek katlarında
gelmeyeceğini bilen evlerin tehlikeli odalarında
bir çok sorusu olan çözümler bulursun
bulursun bu kadar niye gelmedin biraz
böylece sonraki şimdilere uğurlanırız
şimdi elinde mızrak olanlara deştirirsin böğrümü
okunaksız yazılar yazarsın camlara yağmurdan
deli edersin sen bizi mutfaklarla çamaşırlarla
kışın uzun geçer bahar topallar
ve boş bir yolda biraz çok beklemiş kalarak
unuturuz seni de hayli hayli
toparlarız renkleri dengeleriz skoru
kurutulmuş günler sorarız annemizden
yaşamak vaktine geç kalmış otel yorgunlarıyız
ki öyle sarmaşığız, dallarımız bitmek üzre
sonra benim sezen aksu bileklerim de incelir
sonra bir tapanca beni nişan alır
saklanmayı başaramadığımız sokakların öksüzleri gibi
vuruluruz karanlıkta
çünkü geç kalmayı öğrenemeyecek kadar mecnun değiliz
tersinden okuyanlar için sigaralarımız yanar
çatık kaşlı babalar bıyıklarını uzatırken çocuklara
saatin tik tak’ları dökülüverir halıya
halı temizlenmez radyoda söylenen şarkılarla
bahçeye çıkılır kızgın ve geri dönülür kızgın
ve vuruluruz karanlığa uzayan aralarla
gelmeyeceğini bildiren evlerin yüksek katlarında
gelmeyeceğini bilen evlerin tehlikeli odalarında
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)