6 Mayıs 2012 Pazar

ses ve öfke

"yağmur durmuştu. şimdi güneydoğudan gelen hava mavi parçalara bölünmüştü. şehirdeki ağaçların ve damların ve kulelerin arkasında bir tepenin üstünde soluk bir kumaş parçası gibi yayılan güneş, parça parça bölünmüştü. bu havanın üstüne bir çan sesi geldi, ve sonra işaret verilmiş gibi, öteki çanlar bu sesi aldı ve tekrarladı."
william faulkner

"bazen çok korkuyorum
ama bu aslanlarımı açıklamama engel olmuyor"
ah muhsin

ses ve öfke william faulkner

yorgan gibi dikilmiş siyah satenden bir sabahlık vardı üstünde, çenesinin altında kavuşturmuş tutuyordu. öteki elinde lastikten kırmızı bir sıcak su torbası tutuyor ve arka merdivenin sahanlığında duruyor, çıt çıkmayan merdiven boşluğuna, sürekli ve değişmeyen aralıklarla "Dilsey" diye sesleniyordu, merdiven boşluğu da tam bir karanlığa iniyor, ve sonra gri bir pencere ışığının vurduğu yerde yeniden aydınlanıyordu. "Dilsey," diye seslendi, ( ) değiştirmeden ya da kuvvetlendirmeden ya da acele etmeden, sanki hiç cevap beklemiyormuş gibi."Dilsey."

:(sesini)