31 Mart 2012 Cumartesi

seni saklayacaklar


hava çok gürültülü, latife tekinsiz bulutlar

aramızdaki telgraf vuruşları: konuşamadıklarımız

bayraklar senin izninle demirlere asılır

halk büyür, tırnaklar uzamaz, ben sana erkek

eskiden  beri suya batırılan ekmek

bir masada geçer tüm masallar

SENİ ÖPTÜĞÜMÜ SANACAKLAR

RedHack üyeleri bugüne kadar yakalanmamalarının nedenini de ”Yakalanmıyoruz çünkü onlar bizi nerede sanıyorsa biz orada değiliz. Biz orada değilken, nerede olduğumuzu düşünüyorlarsa aslında orada da değiliz. Hadi bizi buldular. En önemlisi bizim biz olduğumuzu ispatlamaları imkânsıza yakın” diye özetledi.

alsana epik şiir, pratik usun eleştirisi:kant, bizim şehrimizin kant'ı yoktur,


bunları sevdim, ama yine de gerçek olan bu değil,,,,yazmasak olmazdı, yazdık olmadı (y.erdğn) sözünden hareketle bişeyler yazayım istedim, hepsi bu,

bundan önce de  bişeyler demişler
şöyle  ki;


KESK’e yönelik polis şiddetini protesto etmek ve KESK’li emekçilere destek vermek istedik. Aynı zamanda RedHack tutuklanmalarında alınanların masum olduğunu göstermek, serbest bırakılmalarını istemek amacıyla bu büyük eylemi yaptık. Eylemimizi 30 Mart 1972’de özgür bir dünya kurmak amacıyla mücadele eden ve hunharca katledilen Mahir Çayan’a da ithaf ediyoruz.”

peki
zaten her şeye peki
sanki başkasına ithaf etseler bu kadar güzel olmayacaktı
lakin ben
mahir çayan anadilde eğitimi destekliyor muydu diye paragraflar açtım hemen kafamda
somut düşünmek kitabım çıktı bu


nedense cem garipoğlu canavarını canavar olarak düşünmemiştim hiç, ulan ergenlik çalkantılarından biridir bu yaptığı diye düşünüyordum, ama hele dur orda, bi sorun var, asıl ergen olan hala benim, sen nasıl düşündüğüne göre varlaşan biri değil misin, al işte sana ergenlik, daha çıkmamışsın, onu canavar olarak görememek bi tür ''orda bi yerde kalmışlık''  VE YA ''   bi tür    ''orda unutulmuşluk, ciğerlerinde et bırakmayıp ağzından teker teker çıkan böceklerle hem de'' .(bakın böcekler ''gibi'' değil, onu yaşamışsınız  olum gibi, bunun için güzel bi hikaye de var, mesela şöyle;
(anny) -seni ilk öptüğüm zamanı hatırlamazsın tabii

(roquentin)bir zafer kazanmış gibi,
- hatırlıyorum, çok iyi hatırlıyorum. thames kıyısında, kew bahçelerindeydi diyorum

(anny) - ama hiç bir zaman bilmediğin bişey varsa o da benim dikenler üzerine oturmuş olduğumdu; eteklerim sıyrılmıştı, bacaklarım delik deşik olmuştu, kıpırdasam daha çok batıyordu. orada stoacılık para etmezdi işte. bana dünyayı unutturmuş değildin, seni öpmek için büyük bir istek de duymuyordum, sana vereceğim öpücük çok daha önemliydi; bir antlaşma, bir bağlantı olacaktı bu. duyduğum acı ne kadar kaba bir şeydi değil mi? böyle bir anda bacaklarımı düşünemezdim. duyduğum acıyı göstermemek yetmiyordu, acı duymamak gerekiyordu,,,,,,,,,

duyduğum acıyı göstermemek yetmiyordu, acı duymamak gerekiyordu,,,,,,,,,

duyduğum acıyı göstermemek yetmiyordu, acı duymamak gerekiyordu,,,,,,,,,

duyduğum acıyı göstermemek yetmiyordu, acı duymamak gerekiyordu,,,,,,,,,
 S
ARTRE , bulantı))

redhack hakkında bişeyler yazmak gerek, bu sizeydi sevgili dostlarım, bu aralar ancak böyle şeyler okuyabilirim,,,falan fistan