4 Nisan 2012 Çarşamba

birleri seni görmeyerek yüzündeki okunaksız öfkeile

önce ihtiyaç belirir
ihtiyaç zamanlarında yokluğun
önemi, en kısa sürede paralanmak ister
istemek için önce bir hatırlanıp anılır ve aslolan

yavaş yavaş sertleşir istek
ve sonunda dua kalkar ayağa
ve sonra dua kalkıp bağırır
ıslatır odaların ateşini
ruhumuz varsa eğer ruhumuz söner
aramızda kırgınlıklar olduysa onlar dursun
zati ev çok uygun dağılmaya
yani bardaklar kırılmaya çalışıyor rüzgardan
öyle ki televizyonda biriken ses
izin vermeden
kapının
bir el tarafından açılıp bizi güneşlemesine
daha rahat koltuklara göz koymamızı
söylüyor öfkeyle karanlıktan korkan yanlarımız
ve dua işlerliğini yitiriyor.
buzdolabının organlarında
yetişen kahvaltı
bitiyor, sonra aslolan; bunları hep görüyor
görsün
varolmaları sona eren şeyler
gidip gelmiyorlar artık
eve getirilen şarkılar bağırıyor
bütün etrafı bir varolmak kaplıyor bir hayalin içindeki
yiyecekleri mutfak eşyasını tahtadan bacaklıları varolmak kaplıyor
can olduğu yerden kıpırdayamıyor, sönüyor can, kıpkırmızı oluyor utancından
kaçıyor, kaçıyor uzaklaşarak, uzaklaşarak yakınlaşıp
ama yağmur yağmıştı ya
yağmur yağması güzelleştiriyor birden
şehre yeni giren kızları
bu caddenin ortasından geçeceğim hevesi kaplamış
herkes beni görecek amacıyla
şehre yeni giren kızları.
bu caddenin ortasından geçeceğim
trafik beni çarpacak, telefonda konuşurken
bir süleyman'a nasıl hüzünlenilir göstereceğim
giysiler hala bekletilmekten rahatsız
eskimek istiyor tüm gömlekler
alışverişe çıksın istiyor para pul
kelimeler düşmanlık ediyor tanıdıklara
bir duvarın ayırdığı Urfalı aileler
konu komşu olmaya gelmişler
ama ben bu caddenin ortasından geçeceğim
ama kimsenin ne dili ne dini
biz aynı bir kişiyi hep sever vaziyetteyken
biz hepimiz aynı kızlardan hoşlanıyoruz, şıklar arasından
ödümüz kopuyor yalnız olduğumuz anlaşılacak diye
bu caddenin ortasından geçeceğiz, söz verdik bir kere
bir kot pantolon da bunun için alınacak
koltuk takımı böylece, palmiye ağacı bizim bahçedeki ağaçların hepsinden
daha özel
filmlerde adı geçen arkadaşlar da olmasa
allah bilir kaç yaşından beri yaşar taklidi yaptığımız bu hayat
ve yaptıklarımızın hayatları
ispatlanamayacak,
bir insan elinden çıkma
yapmacık kişiler, mankenler.
ancak
arkadaşım kağıt kalem kullanmış ya
Osman konuk senin yüzünden bilinmeyecek
diyorum
fişler prizde değil
süleyman bir kitap kapağı olamaz
olayların
gerçekleşmesi için
bize
ihtiyacı var

ihalenin birine patlayası olur, bazan bir kaç gün boyunca aynı ezan aynı vakti gerektirmeyebilir
tüm o kullanılıp bizi bekleyen atık günler geçmiyor