22 Şubat 2015 Pazar

sokağa adım attığında başlatırlar adama
hayatı yaşamayı
mutlu olman gereken yerlerden birinde
bazen acı çeker gibi bazen televizyon felan
koltuğa oturmuyor gibi koltuğa oturman gereken
balkona çıkmışsın gibi düşmen gereken bazı yerler
filmler,kelimeler, hayatlar ve hayattalar
sezen aksu manzaralı bir ölümkalım meselesidir yaşadığın

düşmek attan ve vurulmak birdenbire
kaliteli adamlara has o kahveyi içerken
çünkü sigara içmek ölümünü özleyenlere ait değildir biraz da
kulağına fısıldarken teprenen depremleri
kimsesizlerin yaradanı heryerdedir yavrucum
izlersin tuğla gibi aşk, ayrılır gibi öpmeler
sevdaya tenezzül edip resim felan çektirmeler
çünkü birdenbire bir lisenin çıkış saatine
çok özel birini getirirler, ah o yürüme
caddeleri tırmanan yürümen senin, martılar ve deniz
yani durmadan, ve ah ki o karmaşa, bağrış çağrış
insanı hüzünlendirmeye yetmeyen soğuk havalar
ve özveri biriktirenler nevrotik olarak oralarda
sonuçta bir mayın olarak çıkılır  karşına
kimin öleceğini garanti edemez melekler
bu önemsiz rastlaşmada

hatırlamak istemeyen ama devamlı üzülenler
ara sokaklardaki kımıltılara anlamlar yükleyip
sanki karşılarına her an parklar çıkabilirmiş gibi
çıkabilenler
fena da olmayanlar, üstelik makyajsızlık ölümken
hepsi ama hepsi hayatta ve sokaktayken
en dindar halleriyle, gözleri afrikayken


ben hazırol vaktinde hep gülenlerdenim
dünyadan öğrendim bişeyleri gizlemeyi
milletin dünyasında sesi kısılan bir şiirmişiz artık
dağıtılan ama dağılmayan, kör ve korsan
biz yaşıyorsak bile hayatta değilizdir canım
anlıyor musun ey çok kapalı havalar
örneğin siz hayattaysanız bile yaşamıyor olabilirsiniz
dokunamıyor olabilirsiniz dumana ve halimize
birşeylere anlam yüklemenin heyecanına
ve sarılarak uyumanın valsine erişemeyebilirsiniz hayatta
bir yanlış anlama sonucunda hayatta kalabilir
mutlu hissetmeye yarayan otlar arasında
ama yaşamıyor olabilir miyiz  aslında
üstelik dağa çıkarken o dağlar bile, sular taşlar
yaşıyorlar ve biz de tık yok mesela
aşağılanmanın direncine büyümenin rahatlığına
alışabilir ve terkedebilir herkes diyelim
bir hikaye anlatmak gerektiğine inananlar
bir hikayeye inanmaya çalışanlardır elbette

seninle çıkmak ellerinle gözlerinle birlikte
sıcak birşeyler içmenin önemini
hiç bir şeye değiştirmeyen ikimizle birlikte
çıksak ve sarılsak birbirimize
yaşayabiliriz ve ölürüz belkide
ben elma soyarım tabancasız olarak
sen orda cuma günleri ve akşam dönüşü biri olarak

19 Şubat 2015 Perşembe

eve geldiğimi ve seni sevdiğimi anlatıyorum bana
sigara içerken Allahtan siliniyor bütün zamanlar
ocağın gazını açık bırakmayı unutmamı sağlıyor arkadaşlar
bir tane çiçek adı ezberleyememişim iyi ki
sonra senin sesinin askerleri açıyorlar cepheyi
bir umut kitaplığın önünde dikiliyor birden
ikimize bir ada buluyor ellerinin gemileri
bir sevinç oturuyor köşedeki koltukta
heyecandan bütün istanbula çay ısmarlamalar
ve bir heves su içmeye gidilince mutfaklara
oturma odalarına ve perdelere çok iyi bakıyorum
seni sevmelerin elverişliliği doldurunca evimi
yakıyorum bir sigara daha, alıyorum elime necatigili
bir balkona ne kadar ihtiyacım olduğunu seziyorum
gibi bir kitap vardı anlamak için bana
çocukları okuyorum gözlerinin sarrafıyla
sokaktan biri geçiyorsa hızlandırıyorum adımlarını
sen geçene kadar  göz kulak oluyorum hayata
orada olmadığım bir anda, orda olmadığın bir yerde
adınla başlayan bir fotoğraf bulup asıyorum duvara
alıp bunu ikinci sigaranın başlangıcı yaparak
senin uçakların uçmuyor anlatıyorum bunu bana

ellerinin ressamları çiziyorlar bir kaç ada
otururuz belki kirasız hayal meyal