hayat bir sınavdır kimse geçemez bu sınavı,
köprüler trenler ve inşaatlarla hem de, hiç
kimse yardımcı olamaz diye bir şık,
kimse sana değer vermez diye bir bomba
suratında bir gençlik var öldürülmeye hazır,
bunlar hep c şıkkı.
anlamamak inanmanın yarısıdır, dinlememek ise sınavdadır.
hayvanlar sınavdır ama hala araştırılıyor bu
bu kadınları bu sınavlarda yıpratıyorlar diyorum ben
b şıkkında
erkekler gibi yapıyorlar onları da
erkekler bütün şıklarda var, bütün mesajları hafife alan
yanlış anlayan, ipucularını hep kaçıran.
duvarlar var sakinler var bir mahalle gibidir hayat
bir mahallenin başyapıtıdır pencereler
salıncaklar yaşanıyor biraz ötede
bahçeler çocukları gözetirken.
penceresine güneş girmiş bir yirmilik, yirmiliktir artık hayat
ilk denemesinde sarhoş olası gelmiş büyük bir iskenderdir işte.
a şıkları en tehlikesidir seçeneklerin,
esrarengiz suçlar işleten bir ortaçağ
çilesini bitirememiş bir kumarbazın bize söylediğidir.
gerici, sarıklı bir mezcup çalıyor sanki şarkısını
a şıklarının, bu mahallenin türkiyesine.
hayatın eli çabuk eli haçlı efendileri
siliyorlar
sınavları şıkları cevapları
buzdan bir tanrı var tapar mısın diyorlar.
dinliyormuş gibi yapıp sakallarını uzatıyorlar
bitmek bilmeyen marşlara ve cenazelere ve törenlere.
selalara yetişemeyen bir cuma günü
sürekli tekrarlanıp duruyor.
hayatın aslanları, benim çay saatlerimin bilinmez
kadınlarıyla uğraşıyor
her biri görseniz nasıl da eski istanbullu.
c şıkkından d şıkkına kadar olan zaman aralığı
başı kesik kalbi çatallanmış bir tebessüm kılığında
''bu kadarı da yeter'' insanlarını oyalıyor,
alan başlıyor dolmaya,başlar başlıyor kesilmeye,
hiç sekmesin diye kurşunlar. seçeneksiz ölmeyelim diye.
yeterli uçurum kalmamıştır aşklara ve şıklara
seçenekler arasında yoktur henüz bir kaos
başkaldırışsız bir istiklal
bir nöbet askerini bekliyor sanki.
derin derin uçurumlar, sanki yunan filmi
gibi bir bilinmezlik, gibi mavi gömlekli bir gençlik
oluyor bazen şıklar arasında.
arada sırada.
ama hemen geç kalma, biraz düşün öyle geç kal
biraz sabırla bekle en beklenmeyecek olanı
biraz hayret et güzelliğine, biraz çalı çırpı topla
ruhunun okula gidememiş erkanlarına.
hepsini işaretleme sakın, çünkü sen benim
hala o yirmilik kelimelerimle konuşabiliyorsun
bu sınavda.
biz o ara çalışmakla durmak arasındayız meşhur bir şehrin.
inzivaya çeken ellerimizi kurtarıyoruz pahalılıktan,
a101'lerin dinginliğini ve gençlerin güzelliğini arıyoruz.
e şıkları arıyoruz
e şıklarından bir ''si u se gule''
bir Lale Müldür şiiri,tabancasız bir düello bekliyoruz oralarda
ben de müzik koyuyorum koyulacak yerlerime.
kendimin balkonları var kendimin dizüstü bilgisayar.
bazen apartmanlarıma dönüyorum c şıkkında.
bazen gençliklerimi saklıyorum kendime
bazen sezen aksularımı,portakal sularımı
söndürüyorum sürekli balkonları, insanlarıma sığmayan.
apartmandan inmeyi bekleyen adımlarım
hazır eli değmişken süpürüyor salonların acemilerini
sabah vakti duygularını,
çünkü ilerlemenin aslanları
aç bırakıyorlar bizi.
inip kelimeleri de deviriyor camlardan
sınav vakti kelimeleri, kuzeyli bir kış patlıyor
tam arlarımda, tam iki gün kala bir sınava.
bu soğuk kış günlerinde, hala, atmaya hayran kalpler,
gitmeye can atanlar var, özlemeye ve büyümemeye.
yaşlanmaya ramak kalmış bir hayat gibiyiz artık
görüldüğü yerde şehit olmaya razı.
surlar deliniyor ama
hala deliniyor surlar, bitmeyen seçenekler arasında.
balkonlar ve selalar ölmeyi gerektiriyor
bu yüzden bizi asıyorlar, selalar susmasın diye.
karanlıklar sokaklarla buluşup karşı caddeye geçmeyi
maharet sanıyor, gücü yetiyor, öğreniyor
ele geçirilmeyi bekleyen afrika gibi.
durmadan sınavlara hazırlanıyor yarım kalmış ayşe
maaş gününe hazırlanan düşkünler ordusunun tam içinde
tırnaklarıyla kazıyor seçeneklerini.
banyolar görece kirli
eller yine sezen aksu elleri
sanıyorum olacak bu kez hissi
o hissin kimsesizliği
sarıyor bütün tütünleri içiyoruz dudaktan
gelip geçmeye yarayan parklara atıyoruz sözleri
duymaya hayran bırakılıyoruz bu gösteriyi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder