10 Mart 2012 Cumartesi

yazmadığımız şeyler getirildi akla, bağırmadan şarkı söylemek denildi bize

birbirine bakarak topallayan, yorgun
karşıdan karşıya bir çift insanlarla
parmaklar, darmadağınıklar, dullar, ağrı kesicilerle
üst üste yapılan savaşlardan yoksul ve güçlü çıkmış almanlarla
Allah bağışlasınlarla, hadi bir daha belkilerle
bu sefer daha temiz ve derinden intikamlarla boş avlularda
mavi siyah bir göklerin sesi üzerine bile altına kaçıranlarla
afrikadan kaçıp fransayı özleyenlerle
her şeyin ayaklanmasına ön ayak olanlar, olanak sağlayanlar, peşkeş çekenlerle
biriz, buradayız, paspaslandık
süpürülmesi gereken bir yerlerin altında kaldık
vatandaşlık gömleği vatandaşlık pantolonu ve vatandaş omuzlarımız
hep birlikte üste çıktık, bağırdık, çeşmeden içtik
buna beyaz bir vazodan dökülen pembe taşlarla katıla katıla gülenler oldu
buna öylesine açık seçik gülenler oldu
buna anasını babasını kaybederek ağlayanlar da oldu
mesele değil
yalnızlar dur durak bilmeden şizofren yanlarını otobüslerin altında ezdiler, omzumuz çıktı
bir savaşı yangın yeri yapan mezbahalar, ineklersiz şehirler, sütsüz ana babalar
yoksa bizler, yoksa lahmacun, moda, kent ve köpekler
cumhuriyetlerle iranın ilgisini kanıtlayan devletler
ve zor iş, çiçeklerle yan yana çingeneler
lüzumları olan çekip gittiler
bize gereksizler ve böbrekler
taşları ağrıyan haller nihayet
birbirine ağlamanın moda olduğu zamanlar
bitmesine inanıp da bitiremediğimiz çoğunluklar
morali yitmiş şeytan görünümünde
büyüklerimiz için oynayan küçükler
küçükler için sırıtan amcalar yahut Mustafalar
kutlu olsunlar, geçmiş olsun, nerde kaldınızlar
benler, benlikler ve caddelerde pazarlığa tutuşmuş kurmaca sanat müdavimleri
oradalar, buradalar, henüz yetişmediler, az evvel çıktılar
belki filmde kaderlerimiz çekiliyor veya bavuldayız götürülüyor
okunuyor ama her fırsatta anlaşılmıyor
yol uzadıkça uzuyor çünkü sözcükler büyümüyor
çizgiler çizilmesine ve uzaklık değişmemesine rağmen
aynı ebattan adımlar
bu adımlarla çekip gidip dönenler
hepimiz ve her şey onlar için
üçüncü köprüleri onların, onların pür neşesi için
bize ayrılan sevgili nöbetleri, bir parkın içinde saatlere bakarak
hatalarından ders çıkaranlar kımıldamadan
ve köşe bucak sevilip sayılanlar
ve neva caddesinde hala kocalarının kolunda kadınlar
burunlarıyla sayılan ve paltolarıyla müdür olmuşlar

nazik bir el tarafından tutuldu kuşlar
yağmurun altında bombalanan çocuklar,
koşan çocuklar, çocuklara öldürtülen kuşlar, çıplak havalar
nakaratlarını sessizce söylediklerinden çok sevilenler gıpta edilenler
ve neticede içeri alınmışlar, iç geçirerek de olsa ve marşlardan kaçarak
yazmadığımız şeyler getirildi akla, bağırmadan şarkı söylemek denildi bize

Hiç yorum yok: