10 Mart 2012 Cumartesi

yetime bir tekme tokat da bizden mi acaba

ayrılırken giydiğin etek
kızınca belirlileşen çiller
maskeye benzeyen yüzün
aklımda kalmış onu konuşuyoruz
malum sebze yemiyoruz çok konuşuyoruz
sebzelerden konuşup çok konuşuyoruz
hele bi gelsin bu otobüs diyoruz
ve birbirine benzeyen şiirler yazıyoruz
halbuki nerde kaldı bu otobüs diyeydik
bekletilmezdik bu kadar bizi bulanlara
beklemek koyuyor insana da konuşmak hiç
belki diyorum sizin yerinize sizin için
neden bir başımıza varolmuyoruz ki
herkes yokken bağırmıyoruz ki (her kes dediğin tam üç kişi)
bu piçliği yani hiçliği döşümüzden atamıyoruz
yoksa gömlek mi kötü diyorum sizin yerinize
halbuki dağlar karlı diyor arkadaş
tam da bir başkası diyorken teröristler bitecek
sonra bir şair bir ceketinin bir cebinden
yaz gelecek diye yaza hazırlık diye
günah çıkarıyor (karışık İskender)
ancak sonradır ki yaz geliyor
biz konuşkanız ve lirikiz ve epikiz sırf bu yüzden
geleni de görmüyoruz ki ağırlayak
hande yener posterlerine bakak
onun yerine
gökyüzü kartpostalları satınalıyoruz
bazı şiirleri anlamıyoruz
bazı kavgalara gitmiyoruz
yetimle konuşmuyoruz
ama mikrofonla konuşmak istiyoruz
küfürlü konuşuyoruz
yine de daimi haklılığımız bozulmuyor
caddeler teşne fiiller çatısız elma bitmiş oluyoruz
külotlar füturistik, atlet olmak istemeyen pamuklar
yetiştirsek ne yetiştirmesek, bunu anlasanız ne anlamasanız ne
hep konuştuktan sonra kimi duyarız ki biz
zaten hep konuştuk bi daha konuşuruz biz
cemal abi az konuşmuş ama, bunu bile konuşuruz işte
hep yetiştikten sonra kimi özleriz ki biz
o kadar umut ekmişiz ki
yanımızdakiler hep hüsran
zaman kötü de biz hiç salak değilmişiz
yok salakız

Hiç yorum yok: