Böyleydi Eskiden
insanoğlu
doğduğunda getirir seviyi
ama iş güç
para pul
ve buna benzer bir sürü
şey
kurutur gönlünüzün verimli toprağını
yüreğin üstünde beden giysisi
vardır
bedenin üstünde de gömlek
ama iş bu kadarla kalmaz
adamın
biri
bir salak
bu gömleğe kol kapağı takmış
göğüs kısmını da
kolalamıştır
insanoğlu yaşlandıkça görüş değiştirir
kadın
süslenir
müller eğitimine başlar erkek
ama çok geç
deri kırışıklıklarla
dolmuştur
sevi çiçeği açar
açar
ve solar
ben de bol bol getirdim
sevda verisini
ama insanlar
daha küçücük yaştan başlayarak
çalışmaya
göre koşullanır
bense
rion kıyısında koşar
sürterdim
hiçbir şeye
aldırmadan
kızardı anacığım:
"ah korkunç haylaz, ah!" diyerek
kırbaç
gibi şaklatırdı kemerini babam
bense
cebimde üç düzmece ruble
üçkağıt
oynamaya giderdim erlerle
ne sırtımda bir gömlek
ne ayağımda bir
pabuç
kutaissi fırınında kavurur
ya da güneşe verirdim sırtımı
ve
işkembemi
içim bulanana dek
kendinden geçerdi güneş:
"üst üste konmuş
üç elma gibi mübarek!"
bu oğlanda var besbelli
altı okka bir yürek
ve
hınzır, anasını belliyor bu yüreğin
baksana a canım
nasıl oluyor da
sığdırıyor
beni
ırmakları
ve uzayıp giden kayalıkları
o kuş kadar
yüreğe?"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder