22 Kasım 2010 Pazartesi

Ben bir seyyah değilim, rüzgârda savrulur tenim, ellerim tutmaz zifirde ve ayıp şeyler düşünürüm gözlerimi çapakladığımda. Ben geldiğimde dövüyorlardı bu şehri zaten, camlarını kırıyordu birileri ama ben seyyah değilim. Ama bunu itiraf etmem gerekir ki ben düşman bile değilim, ama siz, bilirsiniz ne olduğunuzu, siz yüreklerimizi işitiyorsunuz, şiirler okuyorsunuz geceleri ki yemek vermiyoruz size sanacaklar, çeşmeler yaptırıyorsunuz ki çapaklanmış gönüllerimizden çıksın kirler ve aranıza alıyorsunuz bizleri de kıyamet kopacak diye. sevgilim kırılma ama kaderde varsa kıyamet kopacaktır muhakkak, hem nereye kaçabiliriz ki, hem rica ederim ve ben de korkuyorum napim.

Yolumuzun üstünden alırız ne gerekiyorsa sevgilim , ihanet alırız, pişmanlıklar alırız, bir ev alırız başbakanınkinden, havuzlu, çapaksız ve üç çocuklu, dertler alırız, ayrıntılar alırız, şiirler şarkılar. Hem zaman kazanmış oluruz, hem okullar açılır o zamana dek, hem bakarsın İngiltere ile komşu olduğumuz kesinleşir, Japonlarla aynı ırktan olduğumuz kesinleşir, sen merak etme sevgilim ben sana bakacak parayı bir türlü denkleştirmeyeceğim, aç kalacağız, pis kokacağız, ceketlerimizden bira şişeleri eksik olmayacak,



Zaten kavgada herkes hasta, herkes komalık yasta ve ne zaman bir arbede çıksa yaz ile kışın tam ortasında, sosyal demokrat kesiliyorum lakin, lakin elimde değil bu ayrılıkçı tavırlarım, ki bu marullu pasta edebiyatçılığım kadar hassa bir mesele, ki yani kıçımda piresiz rahat durmam , yani anlıyor musun  mathilde, yeni numaram da budur,ve arabayı da iyi kullanamıyorsak, ve bu havada tiyatroya nasıl gideceğiz sevgilim anlıyor musun, ve sen allanıyor pullanıyorsun için ben ne çok vergi kaçırıyor oluyorum farkına varabiliyor musun? Bu sene eskilerden bir gülümseyiş ekledim kendime, artık kovalanırken polislerden, artık geç kalmışsam derse, hele banyo yapmamışsam al pacinonun filmlerinde, göbeğimi elime götürmeye bile korkuyor haldeysem yani, ve biraz peyzaj lazım gelir ki evimin önüne, mizah duygusu da önemlidir sevgilim, çıkar ellerini görebileceğim yere.


ve yine de yaranamıyorum tanrıya, ve sahurlar, ehliyet kursları, sivil otokrasi. Bir bıçak tutmayayım ellerimde, şair kesiliyorum, tutuyorum düzenli olarak küfürler ediyorum senetlerimi takip edemezlerden gelinmesi için. Bu yüzden havalar açılmış, Suzan içerde, ben sakallı sünepe. Bu yüzden tutuyor meksika’yı düşünüyorum düşündüğüm zaman, tutuyorum üç ihlâs okuyorum bir senete karşılık gelecek şeklindeki artis diyaloglarından. Evet yanıyorum, yanıyorum, yanıyorum evet.



uyudu, yağmur çamur demeden, perdesiz sualsiz, bacak kadar boyuyla uyudu, deklanşör açıktı, silahlar susmuştu, hamile kadınlar hallerinden pek memnundu ama Maradona kokain çekiyor olmasına rağmen,                                                                                                                                                                                                                                                   zaten balkonda uyudu,  zaten deprem yönetmeliği filan, ıskonto filan, zaten uzun bir gündü. Kadınlar bekleşiyorlardı, uzun malbora ve evin kirasını geciktirmeden ödemişler gibi uzun malbora, kış bitecek nerdeyse ama uyumaya devam etti, ‘’bu dublörler çok fena abi ‘’ dedi bir dublör, herkesin bişeysi oluyorlar, sonra dublörler uyudu, seyir halinde uçaklar, kaçak sigaralar ve ama enişte meşguldür muhakkak, elinde ucuz tütün ve delillerini karartıyordur muhakkak yetimliğinin, sonra yetimler uyuyunca enişte bile uyudu, gök uyudu, pezevenkler rengarenk ışıkların altında, istanbulun tadı yok, konserler yapılıyor ama maradonayı görmeliydiniz ki sonra Maradona uyudu, sevilay uyudu, gök uyudu dememişsem eğer gök uyudu, güney korede rejim tehlikede ağabeycim, abim uyudu, ki karanlıkta uyudu, ki üç oda bir de balkonluydu mahalleleri, ki güya televizyon sansürlüydü ama arçelik olunca ille de izliyordu mahalleli, mahallenin kadınları noter huzurunda şimdi ki noterler uyudu muhtarlar da öyle, hatta taksim meydanı ve sabah saatin üçünde ikametgah belgesi bulundurmam gerek ceket cebinde yoksa, yoksa cenaze törenlerimiz ve evlilik cüzdanlarımız ve kılık kıyafet yönetmeliği, yani polisler uyudu, açlar toklar, fırıncılar uyudu. ama Suzan almaz içeri bu saatte, Suzan uyudu, çocuklar uyudu, Afrika dahil, Afrika uyudu.


Hiç yorum yok: